Sohbet Hattı Numaraları

Yaşam standartlarımız yükselirken,yaşam kalitemizi düşürmek çok anlamsız gelsede,durum gerçeğin ta kendisi.Peki nasıl oluyorda tabiri caizse elimizin altında yaşam adına herçey mevcutken,yaşam kalitemiz ters orantı olarak düşebiliyor?Çünkü standartlarımızı doğru amaçlar doğrultusunda kullanmamanın getirisi bize güzel bir ders veriyor,sorun işte tam da burda kendini gösteriyor…Üniversite de ki değer verdiğim hocam,herdaim bıkmadan ve yorulmadan;”vücüdunuza ne verirseniz onu alırsınız”diye telkinlerde bulunurdu.Öyle ki bu söz benim yaşamıma yol gösterici bir ışık olarak,var olmamın yapı taşını oluşturmuştur.Kendimize yetecek ve insani açıdan sıkıntı yaşamayacağımız,nitelikte ki standartlarımızın olması,normal şartlarda olması gereken sağlıklı ve huzurlu yaşamımız olduğunu gösterir!Ne var ki durum ters orantı da,iki ayrı ucun arasının eşit hızla yol katetmesiyle sorunlu bir sürece doğru ilerliyor.Çok rahat yaşam sürmek adına,uzun süreli ve sağlıksız koşullara isteyerek dahil oluyoruz.Hangi sektörde ve hangi kademede olursak,durumun hiç değişmediğini,gelir düzeyimiz(standartlarımız)arttıkça sağlık yönünden dibe vurduğumuz gerçeği sizleri şaşırtmasın!Bu akıl almaz olayların başlangıcı,çok çalışıp ev yemeklerinin yerine hazır ve sağlıksız gıdalara yönelmenin yanında,fiziksel aktivilerden tamamıyla uzaklaşma eğilimlerimiz olmuştur.Hayatımız stresli çalışma ortamı,hazır gıdalar tüketmek ve gece yaşamı ile kombinasyon oluşturmuştur.Bu süreçler gençlik ve modern yaşam saçmalıklarıyla kılıf giydirilerek evin sadece otel olarak kullanılması teşfiki yapılmaya başlanmıştır.Peki bu süreçlerde kazanan kimler diye soran olursa,yanıtın hiç kimsenin olmadığını bilmelerini isterim.Standartlarınızda herşey tam ancak,sağlıklı iletişimin eksikliği sizi rahatsız ediyorsa,hiç beklemeden canlı sohbet hattı çalışanlarıyla irtibata girmelisiniz.Bu arada evlerde yemek pişmediğini ifade etmiştik,istisnai olarak pişen evlerde de,hazır gıdalara yakın nitelikte pratik,kalorisi yüksek,vitamin-mineral değerleri ve lif oranları düşük gibi,sağlıksız bir menü olarak tüketime hazır hale sunuluyor.

Şans oyunlarına yüklediğimiz değerlere,her geçen dönem artan taleplerin,buna benzer tüm oyunların modern yaşamın parçası lanse edilmeye başlamasıyla,çılgınlık derecesine varan,aileleri dağıtan ciddi bir sorun halini almış olduğunu görüyoruz.İnançlar yönünü hiç irdelemeden,sosyal yıkım üzerinden konuyu değerlerndirmek üzere giriş yapalım.Şans oyunlarında ki amacın vakit geçirirken eğlenip,kısa zaman ve yolla,çok para kazanma arzusu olarak yorumlanmakta.Hedef kitlenin değişkenlik gösterdiği bu alanda,yasal oyunların dışında farklı-farklı,illegal çevrilen oyunları da sıkça görüyor-duyuyoruz.Şans oyunu adı-altında büyük paralar dönen,bir sosyal sorun halini alan vu kumar adı verilen bir sektörün oluştuğunu görüyoruz.Kumarın ülkemizde illegal olması,gözleri yavru vatan KKTC ye çevirirken,ülkemiz de ise el altından,gizli bölmelere sahip yapılarda kumar oyunları oynanmakta-oyantılmakta.Denetimlerin sıkça ve titizlikle sürerken,her an yeni bir çete çökertilmekte,ancak bu sinsilenin önüne geçilememektedir.Yasal olarak hepimizin ara-ara denediğimiz şans oyunlarına ise,maddi birikimler göz kırpmadan yatırılırken,bunlara özel bir düzenleme maalesef ki yapılamamaktadır.Şans oyunları oynayarak yorulmadan,çabalamadan kazanç elde etmeye çalışıyor,ve bu durumdan kurtulup,çalışarak hakketinizi kazanmak istiyor ve bir destekçi arıyorsanız, canlı sohbet hattı çevirerek amacınıza ulaşabilirsiniz.Ailelerin heba olduğu,varını yoğunu kumara harcayanların haddi hesabı yok!Yasal olarak oynatılan şans oyunları ve iddia oyunlarında da büyük yıkımların yaşandığı biliniyor.Şans oyunları adı altında masumlaştırılan,yasal kumar oyunlarının mümtelası,azımsanmayacak kadar çok olması ile,durumun vahameti hala soru işaretleriyle dolu olduğu gözlemleniyor.Yasal boşluklardan dolayı devam eden aile trajedilerinin çevremizde ki yankılarını hepimiz şahit olmuştur.Kumar da ve şans oyunlarında varını-yoğunu kaybedenlerin,verdiklerini geri alma hırsı yüzünden tefeci(faizci)girdabının içine düşerek,kurtuluşu olmayan bir yola girmektedirler.

Ana karnından dünyaya gözlerimizi açtığımız an itibariyle,başlayan dünyayı algılama ve bizim,dünya da ki yerimizin amacını kavaramak çabası,yaşama gözlerimizi kapayacağımız son ana kadar,devam edeceği gerçeği ile karşı-karşıyayız.Biyolojik süreçlerin tamamlanması,ve yaşama algılama safhasının tam da merkezinde olduğumuz, buluğ döneminde kendini gösteren gelecek kaygısı,uzun süreli devam etmesi neticesinde oluşan stres illeti,yaşama merhaba diyen kötü bir lanetin habercisi niteliğini taşımakla,görevine başlar!Bu denli sert kaya misali önümüzde set gibi duran ve elimizi-kolumuzu bağlayarak bizleri çıkmaz sokaklara sürüklemesi,dünyanın hiçte iyi bir yer olmadığı algısına yoğunlaşmamazı tetikler.Bu süreçlerin uzayarak,farklı yaşamların oluşmasında,etkin olacağı göz-önünde bulundurulursa,bu sinsilenin sadece geçiş süreci olarak ders niteliğinde kalması sağlanabilir.Çocukların ortaokul süreçlerinde ki yoğun,ders ve sınav takvimleriyle boğuşma sürecinde,yaşadıkları yoğunlukluğun geçici birdurum olduğunu,bunu her bireyin yaşaması gereken yaşam basamağı olduğunu,algı düzeylerine uygun dille ifade ederek,bilgilendirilmeli.Yaşam sürecinde stresten arınmak için,bilgi düzeyi yüksek,yenilikçi fikirler veren canlı sohbet hattı personelleri,sizlerin aramasını bekliyor.İnsan varlığının her aşamasında oluşan zihinsel, duygusal durum ve davranımlarda olması muhtemel stres olgusu,başa çıkılabilen bir olgu olarak bilinç düzeyinde yerini alırsa,oluşacak stres ortamında ki tutum ve davranışlarımız kısa sürede,sönme olayının gerçekleşmesi için çalışmaya başlayabilir…Bu denli zor gibi görülen stres olgusunun,yaşamımızın tek hakimi olması tamamıyla bizlerinde elinde.Farkındalık ve ani-beklenmedik olaylara karşı,verilecek tepkilerimizde engelleri fırsata çevirme mentalitesini devreye koymakla,stresin yerini olumlu düşünme ve ölçüsünde mücadele olacaktır!O kadar basit durumları,içinden çıkılmaz bir sarmal olarak yaşamımızda hissedip,yaşama eğilimi içerisinde boğuşan bireyler olarak kendimizi tüketmek bilinci yerine,oluşan sorunlar yaşam süreçlerinin bir parçası olduğunu,ve çözülemeyecek hiçbir sorunun olmadığı bilinciyle,karşımıza çıkan engel ve sorunları,lehimize çevirme potansiyeli olduğunu,varlık donanımımız da tüm cevap anahtarlarının yer aldığını bilerek yaşamak,stres olgusuna son verecektir…